
Yıl 1996… basketbol denen sporu ilk seyretmeye başladığım zamanlar. O zamanlar şimdi adı Türk Telekom olan PTT spor kulübü Fenerbahçe’nin
Rickie O'Neal Winslow adında 2.04’lük Amerikalı oyuncusunu transfer etmişti. Kendisi benim Türkiye sınırları içinde hayranı olduğum ilk yabancı basketbolcudur. Ayrıca
David Robinson,
Reggie Miller,
Marc Jackson gibi 1987 yılında NBA’e seçilmiş bir oyuncudur ancak Avrupa’da daha başarılı olmuştur. Fakat Rickie Winslow’un Türk basketbol kamuoyunda en önemli özelliklerinden biride Türk vatandaşlığına geçmiş olmasıdır.
Reşat Fırıncıoğluoğlu adını alan oyuncu Efes Pilsen’le beraber 2000 yılında Final Four oynamıştır. Şimdi bu kadar bilgiyi neden verdim diye soracak olursanız cevabı çok basit. Devşirme konusu aslında günümüzün problemi değildir. Bakınız o dönemde de Rickie Winslow ‘un milli takımda oynayıp oynayamayacağı tartışılıyordu. Ancak günümüzden farklılığı hem milli takımımızda bu kadar oyuncu seçeneği yoktu hem de ligimizde bu kadar kayırılmış bir takımdı yoktu.

Yıl 2010… tam 6 yıldır hazırlandığımız bir şampiyona kapımızda artık. Günahıyla sevabıyla Bogdan Tanjevic’le beraber gideceğimiz bu şampiyona öncesi geçmişten bugüne kadar gelen konular yine birden hortlaya verdi. ''DEVŞİRME OYUNCU'' . Basın toplantısında Tanjevic’in ağzından kaçırıverdiği bu konu birden gündeme bomba gibi düşüverdi. Acaba bu oyuncu kim olacaktı? Oyun kurucu mu olacaktı yoksa başka bir pozisyona mı düşünülüyordu bu oyuncu? Ama kulislerde daha basın toplantısından 2 saat dahi geçmeden isimler belli olmuştu bile.
Tarrence Kinsey ve
Emir Preldzic. Bakıldığında 2 oyuncunun da ortak özelliği Fenerbahçe Ülker’in oyuncuları olmaları, ligimizi tanımaları dışında ortak yanları yoktu. Devşirme oyuncu seçilirken takımın sorunlarına çare olacak bir oyuncu seçilmesi gerekirken biz oynadıkları pozisyonlarda onlardan daha iyi denebilecek ama kadroya alınmamış veya mevcut kadroda bulunan oyunculardan fazlası olmayan oyuncuları tercih ediyoruz. Mesela bir
J.R. Holden’ın Rus milli takımına getirmiş olduğu farkı veya
Ariel McDonald’ın Slovenya Milli takımına getirmiş olduğu farkı bu iki oyuncu bizim takımımıza getirebilir mi? Hiç zannetmiyorum. Çünkü zaten mevcut oyun anlayışımızda hiçbir oyuncu kendi potansiyellerini dahi gösteremezken devşirme oyuncunun bize nasıl katkı vereceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.
Bir diğer taraftan bir günde türk yapılan Emir Preldzic’in ligde yaratacağı haksız rekabete değinmek lazım. Hatırlarsanız
Predrag Drobnjak ve
Dennis Mims içinde Beşiktaş Cola Turka gerekli mercilere başvurmuş ancak istediğimiz şekilde bu oyuncuları türk statüsünde oynatamamıştık. Hatta Dennis Mimms’in eşi türk olmasına rağmen yinede vatandaşlık alamamıştı. Hal böyleyken Fenerbahçe Ülker’in
Damir Mrsic’ten hemen sonra yine Emir Preldzic’e kılıfına uydurarak hemen türk statüsüne geçirmiş olması ligde pek tabiî ki haksız rekabete yol açacaktır. Rickie Winslow türk statüsünde geçirildiği yıllar ile şimdi zaman arasında artık çok büyük farklar var. Bir takıma sen istediğin oyuncuna bu statüden yararlandır derken bir başka takıma kusura bakmayın siz kriterlere uymuyorsunuz demek en doğru tabirle rezalettir. Hatta çıkıp da ‘’zaten ellerinde bir oyuncuları vardı yine yapabilirler’’ mealinde sözler söylemek bir federasyon başkanına hiç yakışmadı. Üstüne üstlük sürekli olarak kamuoyu tarafından federasyon tarafından kayırıldığı söylenen bir takıma böyle bir kıyak yapılması karşısında Gençlik Spor Genel Müdürlüğünden halen doğru düzgün bir açıklama gelmiş olmaması da ligde diğer 15 takımın
Fenerbahçe Ülker’le acaba aynı şartlar altında mı yarışıyor sorusunu sormasına neden olmaktadır. Günümüz basketbol şartlarında maç esnasında ekstra katkı sağlayan oyuncuların ne denli önem arz ettiği düşünülürse 4 yabancılı takıma karşı yeri geldiğinde 3 yeri geldiğinde 2 yabancıyla mücadele edecek takımlar neden hala gerekli başvuruları yapmaz, işin aslını öğrenmek için gerekli mercilerin kapılarını aşındırmazlar anlamak mümkün değil.