28 Ağustos 2010 Cumartesi

Dünya Şampiyonası Şampiyonluk Adayları

1-İspanya

Bu takımın bence 1 numaralı adamı olan Pau Gasol'un olmayışı takımı muhakkak etkileyecek ancak kadro yapısı harika diyebileceğimiz İspanya Gasol'un açığını kapatacaktır. Özellikle harika bir sezon geçiren küçük Gasol turnuvanın koç Scariolo ile problem yaşamaz, kafasını oyuna verebilirse çok önemli bir parça olacaktır. Pota altından devam edersek boğaların en büyük sorunu 4 numarada olacaktır. Bu bölgede oynayan oyuncular hem sakatlık hem de formsuzluk bakımında takımın soru işaretleri. Reyes’in sakatlık problemleri, Garbajosa’nın son 2 yıldaki felaket form durumu koç Scariolo’nun başını turnuva boyunca ağrıtabilir.

İspanya’yı şampiyonluğun en büyük favorisi haline getiren noktaysa 3 tane çok iyi oyun kurucularının olması. Son olarak jose Calderon’un yerine Raul Lopez eklensede yinede Sergio Llul ve Ricky Rubio ile beraber takımı harika yönetebilecek durumdalar. Bu demek oluyor ki Amerika’nın guardlara yapacağı baskıyı aşmak daha kolay olacaktır. Sadece oyun kurucular değil Avrupa'nın en büyük winnerlarından biri olan Navarro ve Rudy Fernandez gibi patlayıcı özelliğe sahip olan bir 3 numaranın da takımda oluşu İspanya’ya ekstra bir değer katıyor. Ayrıca kadro derinliği de İspanya’nın rakiplerini ürkütüyor. Sergio Llull, Fran Vazquez, Alex Mumbru, Fernando San Emeterio gibi kendi takımlarında iyi sezonlar geçirmiş oyuncuların bulunması İspanya için şampiyonluk yolunda büyük bir şans.
İspanya’nın kazanan bir takım olması ve üst düzey mücadelelerde yılmadan savaşmaları onları şampiyonluk yolunda 1 numaraya taşıyor.

2-Yunanistan

Yunanistan denince benim aklıma gelen ilk şey taş gibi savunmadır. Bunun yanında hırstır gerekirse çirkefliktir ama sonunda kazanmaktır, başarıdır. İşte son kavga olayı bunu en önemli kanıtıdır. Tarihi dostları da olsanız karşınızdakini Yunanistan olduğunu ve muhakkak içlerinde size karşı bir kinleri olduğunu unutmayacaksınız bizim bu ülkeden ayrılan yönümüz işte bu. Biz asla çirkef olamıyor, kazanmak için her yol mubahtır diyemiyoruz. Etik açıdan evet ama sportif açıdan yanlış yoldayız. Neyse öğüt verici girizgâhtan sonra takım değerlendirmesine girersek özellikle pota altında çok sert oyunculara sahip Yunanistan. Ayrıca basketbolda klişe olmuş ‘1 ve 5 numaraların kadar konuş’ vecizesini en güzel özetleyen takım aynı zamanda yunanlılar. Spanoulis, Diamantidis ve Calathes oyun kurucuda, Sofoklis, Bourousis, Fotsis ile pota altında çok ekstra bir takıma sahipler.

Bildiğimiz yunan basketbol geleneklerini yanına Litvanya’lı koç Jonas Kazlauskas’ın derin basketbol felsefesini de katan Yunanistan bu turnuvanın İspanya’dan sonra bence favorisidir. Son ABD maçında sahadan silindiler ancak Spanoulis ve Diamantidis'i o maçta izledikten sonra maçın samimiyetine pek inanası gelmiyor insanın. Gerçek Yunanistan'ı o olmadığı çok açık.

Yunanistan'ın bir başka önemli avantajı da müthiş benchi. Printezis, Perperoglu, Kaimakoglu, Zizis, Tsartsaris benchi gerçekten sağlam ve her an katkı verebilecek isimlerden kurulu olan bench yine İspanya bencinden sonra tunuvanın en derin benchi görünümünde. Bu kadar pozitif olayların bir takımda denk gelmesi demek onların en üst basamakda bulunması anlamına gelmiyor ancak kağıt üzerinde İspanya veya Yunanistan bu turnuvayı alacak en iyi kadrolar gibi duruyor.


3-Amerika
Geçmiş Olimpiyat kadrosunda takımda hiçbir oyuncunun bulunmaması ve Fiba şampiyonalarında hiç oynayan oyuncunun bulunamaması genç Amerika milli takımını şampiyonluk sıralamasında 2. sıraya düşürüyor. Olimpiyat oyunlarında ki takıma göre oyuncu kalitesi tartışılamayacak kadar düşük seviyede. Kobe Bryant, Dwayne Wade, LeBron James veya Carmelo Anthoney gibi lider karakterli oyuncuların takımda bulunmaması oyuncuların kritik dakikalarda karar verme yetisinde bir oyuncunu takımda olmayışı öncelikle görünen bir eksiklik. Derrick Rose ve Kevin Durant takımın görünen liderleri de olsalar şuanda saydığımız oyuncular seviyesinde değiller. Takımın en tecrübelisi olan Chansey Billups takıma bence bu oyunculardan daha fazla liderlik edebilecek oyuncu. Ancak koç K Billups’a vermiş olduğu görevle bence onun oyununu pasifisize ederek takımın şampiyonluk şansını düşürüyor. Amerikan takımı savunmada rakibin oyun kurucularına baskı yaptığı zaman muazzam bir takım olsa da hazırlık döneminde gördüğümüz 2-3 alan savunması seçeneği onların tüm hücum organizasyonlarına balta vurmakta ve onları hücumda kısırlaştırmakta.

Uzun rotasyonları da İspanya, Yunanistan ve Arjantin gibi takımların yanında çok zayıf kalıyor. Kadroda sadece 3 tane uzunun olması ve bu üçlüden biri olan Love'ın rotasyonda kendine neredeyse hiç yer bulamaması Chandler-Odom ikilisine büyük yük bindiriyor. Ayrıca başa güreşen takımların pota altındaki oyuncu karakterlerine baktığımızda bu oyunculara büyük bir üstünlük sağladıkları görünüyor. Splitter-Varejao, Reyes-Gasol, Fotsis-Bourousis gibi oyuncular Chandler-Odom ikilisi hem savunmada hem de hücumda çok ama çok zorlayacaklardır.
Derin guard rotasyonu, atletiklikleri, birebirdeki muazzam çabuklukları Amerika’nın şampiyonluğu kovalamasına yetecek mi göreceğiz.
4-Sırbistan

Sırbistan 87-88 jenerasyonunu Dusan İvkovic gibi muhteşem bir koçla bütünleştirerek geçen yıl Avrupa Şampiyonası'nda final oynamayı başarmış, İspanya’ya kaybetmişti.
Sırbistan 1 numarada Avrupa'nın en iyi oyuncularından birine sahip. Ayrıca pota altındaki çok yönlü oyuncularıyla da bu sıralamada 3. Sırda olmayı hak ediyor. Velickovic ve Kristic iç-dış dengesini de kurabilirler. Ayrıca uzun rotasyonunda Perovic ve bu sezon Efes Pilsen forması giyecek olan Radulijica, yaz aylarında bir ara türk takımlarıyla da adı geçen Macvan var. Bu bolluk kısalar için geçerli değil maalesef. Rasic, Paunic iyi kısalar ancak devamlılıkları yok. Genç takımların yıldızı Milenko Tepic oynadığı takımlarda kendisinden bekleneni veremese de çok yetenekli bir 2 numara da olsa o bölgedeki eksikliği giderebilecek formda değil.

Herşeye rağmen Sırbistan beraber oynamayı bilen hem içeriden hem dışarıdan skor bulabilecek, bireysel olarak üst düzey savunmacıları fazla olmasa da takım olarak çok iyi savunma yapan bir ekol. Bu takım eğer oyuncuları gerçekten maçı yaşar ve sonuna kadar savaşırsa çok büyük başarılar kazanabilecek potansiyelde. Bakalım o başarı bu turnuvada mı gelecek hep birlikte göreceğiz.

5-Arjantin

2002’nin şampiyonu, 2008 olimpiyatlarının bronz madalyalı takımı olan Arjantin bu turnuvaya en önemli yıldızı olan Manu Ginobili’den yoksun geliyor. Prigioni-Delfino-Nocioni-Scola-Oberto 5'lisi dışında oyuna direkt etki edecek oyuncu sayısının azlığı onları şampiyonluk yolunda rakiplerine göre geri planda bırakıyor. Özellikle son Efes World Cup 9’daki oyunlarını gördükten sonra şampiyonluk şansları gözümde oldukça azaldı. Takıma bakıldığında özellikle 3 isim Prigioni, Delfino ve Scola takımın temel taşları görünümündeler. Prigioni’nin Ginobili'nin yokluğunda takımın organizasyonunu tek başına üstlenecek olması dezavantaj. Delfino'nun tek istikrarlı skor opsiyonu olarak görünmesi yine sorun. Ancak yine de Ginobili'nin takımın 1 numaralı skor opsiyonu olması onun üzerinde ekstra bir motivasyon kaynağı olmuş. Bu durumda özellikle Arjantin için büyük avantaj. Ancak Nocioni’nin turnuva başlamadan kısa bir süre önce sakatlanarak şampiyonada olmaycak olması Arjantin için çok kötü bir haber oldu. Şimdi Delfino’yu yedekleyecek, onu dinlendirecek en azından onun kalitesinde bir oyuncu kadroda bulunmuyor olması Arjantin’in şampiyonluk azaltıyor.

Pota altında süper bir sezon geçieren Luis Scola mevcut. Zaten onun dışında da üst düzey katkı verebilecek oyuncu sayısı yok gibi bir şey. Bunun yanında basketbol aklı hep üst düzey olmuş ama ayakları da bir o kadar yavaşlamış Oberto ve Gutierrez’ler şampiyon bir takım için yetersiz bir pota altı olacaktır. Arjantin için en önemli sıkıntı ise bench olacak gibi. Benchten düzenli katkı alabilecek gibi gözükmüyorlar.

Arjantin’in şampiyon olabilmesi için tüm oyuncularından maksimum verim almak zorunda. Özellikle Prigioni’nin performansı hücumda, bench’ten gelecek oyuncularında savunmadaki performansları şampiyona için belirleyici olacaktır.


Ayrıca derin pota altı rotasyonuyla Brezilya, basketbol ülkeleri Litvanya ve Slovenya ile ev sahibi olarak Türkiye bu şampiyonanın şampiyonluk adayları olarak öne çıkmakta. Tabii ki gönül ülkemizde düzenlenen bu şampiyonada gönüllerinde değil turnuvanın şampiyonu olmak.

Hiç yorum yok: