20 Ocak 2011 Perşembe

Beko Basketbol Ligi İlk Yarı Değerlendirmesi


Fenerbahçe ÜLKER: Mevcut ligin en pahalı takımını kuran Fenerbahçe Ülker beklenildiği gibi ligi ilk yarıda fazlasıyla domine etti. Sezon başlamadan Engin Atsür’ü daha sonra da Gasper Vidmar’ı kaybeden sarı lacivertliler ilk yarıda sadece Pınar Karşıyaka ve Galatasaray Cafe Crown’a yenilerek averajla ligi ilk sırada bitirdi. İlk yarının bitimine 2 maç kala Sarunas Jasikevicius gibi üst düzey bir oyun kurucuyu da kadrosuna katarak en büyük sorunları olan oyun kurucu bölgesini de doldurdular. Bu transferle birlikte kusursuza yakın bir kadroya sahip olan sarı lacivertli ekip, 2.yarının ve ligin en önemli favorisi haline geldi. Ancak özellikle Darius Lavrinovic ve Kaya Peker’in inişli çıkışlı performansları nedeniyle pota altında güçlü ve sert olacak her takım Fenerbahçe Ülker’i zorlayabilir.


Banvit: Banvit denince akla gelen istikrar kelimesinin karşılığı olarak bu yıl da Orhun Ene ile yoluna devam eden kulüp bu tercihinin semeresini de ilk yarıyı 2.sırada bitirerek aldı. Özellikle oynadıkları pozitif basketbol ve sert savunmalarıyla dikkat çeken Banvit, Fenerbahçe Ülker ve Galatasaray Cafe Crown takımlarına yenilerek 13 galibiyet ile averajla 2.sırada yer aldı. Oyun kurucu pozisyonunda 3 Türk oyuncu ile yoluna devam edip saha içi organizasyonunu bu kadar iyi yapan tek takım olmaları gözümüzde değerlerini bir kat daha arttırıyor. Ligin şuanda en istikrarlı basketbolunu oynayan Banvit eğer 2.yarıda çok önemli sakatlık sorunları yaşamazsa ligin zirvesi için önemli takımlardan biri konumunda.


Galatasaray Cafe Crown: Bu sene Oktay Mahmuti ile yeni bir yapılanma içerisine giren Galatasaray Cafe Crown özellikle savunma anlamında ligimizin dikkat çeken takımlarından. Sert savunması ve sürekli paylaşıma dayalı hücumuyla (ligin en çok asist yapan takımı) ön plana çıkan sarı kırmızılılar geçmiş yıllara oranla daha derli toplu bir hüviyet kazanmış görünüyor. Özellikle içerde oynadıkları Fenerbahçe Ülker maçında oynan oyun ve verilen mücadele sezon için en önemli gösterge olacaktır. Sıralamada kendinden üstte yer alan Fenerbahçe Ülker ve Banvit takımlarını yenmesine rağmen ligde aldığı 3 mağlubiyetle 3.sırada bulunan Galatasaray Cafe Crown, 2. yarı için özellikle oyun kurucu bölgesinde yaşayacağı sıkıntıları Jerry Johnson ile halletme yoluna gitti. 2.yarı sarı kırmızılı ekip için geçmiş yıllarda olduğundan daha heyecanlı geçeceği su götürmez bir gerçek. Uzun zamandır ilk kez bu kadar derli topu bir takıma sahipler ve bulundukları yeri hak eden bir performans sergiliyorlar.


Efes Pilsen: Sezon başı itibariyle koç Vladamir Perasoviç ile anlaşan Efes Pilsen geçen 2 yıldan kalan zihniyeti değiştirdiğini düşünse de sezon başı yine yedek 5 numara almak yerine 3,5 dan bozma 4 numaralarla doldurduğu pota altı ve büyük ego İgor Rakocevic’in var oluşu sebebiyle problemler yaşıyor. Nikola Vujcic hamlesi, Kerem Tunçeri’nin müthiş performansına rağmen Efes Pilsen ligin ilk yarısını 4 mağlubiyetle 4. sırada bitirdiler. Üstüne gelecek yıl takımın kapatılma durumunun olması sezon içinde takımı zorlayacağı kesin. Efes Pilsen geçmiş 2 yılda olduğu gibi yine yabancılara bel bağlayan takım görüntüsünde. Son transferleri NBA patentli Ronald Flip Murray ile anlaşarak kendi geçmişlerini görmezden gelmeyi tercih ettiler. Oynadıkları basketbol 2.yarı itibari ile ancak bu sıralar için yeterli olacak gibi görünüyor. Daha yukarılara çıkma istiyorlarsa bireysel basketbol yerine takım oyununu geliştirecek şeyler bulmalılar.


BEŞİKTAŞ Cola Turka: Takımımız geçen yıldan 3 oyuncu ile bu yıla girmeyi tercih etti. Bunun sonucu olarak da sezon içinde yaşadığımız uyum problemleri, sakatlıklar, yeni oyuncuların kendi bilindik performanslarının uzağında kalması, sezon içerisinde Allen İverson transferinin yapılması ve onun uyum sürecinde yaşanan sıkıntılar, gelenekselleşen ödeme problemleri, Mire Chatman’ın kadro dışı kalması ve en sonunda da Burak Bıyıktay’ın gönderilmesi sonucu takım gerekli performansı gösteremedi ve bu bize tam 6 yenilgiye mal oldu. Hepsinin sonunda Ergin Ataman’ın gelmesi geçen 1,5 yılda oynanan hızlı basketbol yerine sete set oyuna geçilmesi ve yapılması olası transferler takımımızın gelecek adına bizi umutlandırmasına neden oldu. Hüseyin Beşok transferi sakatlıklar yüzünden tek uzunla mücadele ediyor oluşumuza az da olsa etki edecektir. Bunun yanında alınacak penetresi kuvvetli ve iyi şutör bir oyuncunun yanı sıra sakatlarında takıma dönmesi 2.yarı için bizleri ümitlendiren noktalar. Umarız 2.yarı sorunsuz ve güzel oyunla play-off’a kalırız.


Pınar Karşıyaka: Eski antrenörümüz Hakan Demir’in takımı Pınar Karşıyaka özellikle mücadeleci basketboluyla bulunduğu yeri hak ettiğini gösteriyor. Özellikle içerideki maçlarda gösterdikleri performans takdire şayan olan Karşıyaka Fenerbahçe Ülker, Galatasaray Cafe Crown gibi ligin güçlü takımlarını yenmeyi başarmasına rağmen ligin ilk yarısı averajla 6. sırada bitirdi. Tabii ki burada yaşamış oldukları fikstür avantajını belirtmek gerek. Fenerbahçe Ülker, Galatasaray Cafe Crown, Olin Edirne, Erdemir gibi kendi sahalarında çok daha iyi basketbol oynayan takımları kendi seyircisi önünde ağırlamaları ve yenmeleri sıralama anlamında onlara avantaj sağladı. 2.yarı özellikle bu takımlarla dışarıda oynayacakları (Banvit deplasmanını da ekleyelim) maçlar play off sıralaması açısından Pınar Karşıyaka için çok önemli.

Antalya Bşb.: Ligin tartışmasız en sürpriz takımı Ahmet Kandemir’in koçluğunu yaptığı Antalya Bşb. lige biri deplasmanda Efes Pilsen olmak üzere 3 galibiyetle başlayan Antalya Bşb. ilk yarıyı 8 galibiyetle bitirmeyi başardı. Hemen hemen tüm rakipleri yenerek düşmeme yolunda önemli bir galibiyet sayısı yakalamayı başaran Antalya Bşb. sezonun 2. bölümünde play-off mücadelesi dahi yapabilecek konumda bulunuyor. Eski oyuncumuz Muratcan Güler’in performansı ve ağabeyliği bu takım için çok önemli. Doğru oyuncular seçildiğinde ne kadar güzel bir kimyanın yakalandığının çok önemli bir örneği durumunda Ahmet Kandemir’in takımı.

Olin Edirne: Antalya Bşb. için söylediğimiz ligin sürpriz takımı ifadesini Edirne tensilcisi içinde kullanmak yanlış olmaz. Özellikle 2 Litvanyalısı Renaldas Seibutis ve Predrag Samardziski önderliğinde muhteşem maçlar çıkaran Olin Edirne ilk yarıda aldığı 8 galibiyetten ziyade oynadığı oyunla gelecek adına ümit verdi. Gökhan Taştimur’un takımları asla mücadele etmeyen takımlar olmaz. Bu ezelden bu yana böyledir. Olin Edirne oyuncu seçimlerinde yakaladığı başarıyla da takdir edilebilir. Türk oyuncular Can Akın, Reha Öz, Erdal Bibo, Tufan Ersöz takımın başarısında önemli yer tutmaktalar. Bunun yanında iç saha maçlarında taraftarın takımı sahiplenmesi ve gerçek bir deplasman atmosferi yaratması Olin Edirne’ye çok önemli galibiyetler kazandırdı ve bu gidişle de kazandıracak görünüyor. Seyircinin bu performansına takımında saha içinde katılması sonucu iç sahada oynadıkları 8 karşılaşmadan sadece 2’sini( Beşiktaş ve Efes Pilsen) kaybettiler. Aldıkları galibiyet sayısının 8 olduğunu düşünürsek bu güzel bir istatistik. 2.yarı Olin Edirne’nin play-off uğraşında olacağının göstergesidir.

Türk Telekom: Yıllardır müthiş paralar harcayıp sezon sonunda hiçbir şey kazanamayan bir takım kim desek herhalde bu takımın Türk Telekom’dan başkası olmadığını tahmin etmek sizin için zor olmaz. Sezona Faruk Akagün ile başlayan Telekom, sezon ortasında yaşanan tatsız olaylar yüzünden istifa eden koçunu değiştirerek devam etti. Tabii bu arada sürekli gidip gelen yabancı oyuncular ve oynanan kötü basketbol da işin cabası. Ancak koç Timuçin Meriç’in göreve gelmesinden sonra düzene giren Telekom arka arkaya aldığı galibiyetler(deplasmanda ki Efes Pilsen galibiyeti özellikle) ile moral buldu. Tabii bu sürede yine oyuncu sirkülasyonu devam etti. 2.yarıda işlerin yolunda gideceğine dair büyük şüphelerim olsa da özellikle şut rütümlerini yakaldıkları maçlarda rakip takımların çok canlarını yakacaklardır. Ancak play-off için ben kendilerine pek şans vermiyorum. Gelenekleri dolayısıyla fazlasıyla dağınık oynadıklarını söylemek lazım. Bu da onları diğer rakiplerine (Trabzon, Olin Edirne, Antalya Bşb.) göre yarışta biraz daha geride bırakıyor.

MP Trabzonspor Basketbol: Trabzon takımını Dragan Sakota’dan öncesi Dragan Sakota’dan sonrası diye değerlendirmek lazım. Alaeddin Yakan bence baş antrenör olacak (en azından 1.ligde) kapasitede bir koç değil. Gençler düzeyinde müthiş bir koç olabilir ama iş yarışmacı takımları yönetmeye gelince herkesin kotarabileceği bir durum oluşmuyor. Takımın kurulması sürecinde özellikle Doğan Hakyemez yüzünden her türk oyuncuya bulaşmaları sezon başında türk oyuncu piyasasını allak bullak etmiş olmasına rağmen kötü yabancı tercihleri yapmış olmaları ne kadar oyuncudan anladıklarının bir göstergesi diye düşünüyorum. Sakota gelene kadar oynan oyun 2.lig seviyesindeydi. Doğru hücumu bırakın doğru savunma dahi yapamayan bir takımdan bu seviyelere kadar gelmeleri takdire şayan bir durum. Dragan Sakota benim gözümde çok değerli bir koçtur ve bu takıma 2.yarı itibariyle sınıf atlatacaktır. 2.yarıda ilk yarıya oranla daha derli toplu bir Trabzonspor seyredeceğimizi ve play-off sürecinde her zaman yer alacaklarını düşünüyorum.

Tofaş: Kapanıp tekrar açıldığından bu yana Tofaş her zaman geçlerle tecrübeli yabancıların kaynaştığı, aman düşmeyelim ya da olursa play-off tadından yenmez bu sezon dediği bir yapıdan oluşuyor. Bu yıl da diğer yıllar gibi yine bu mentaliteyle sezona başladılar ancak bu sefer lige 1-6 gibi kötü başlangıç yapmaları acaba bu sezon düşerler mi sorusunu akıllara getirdi. Ancak toparlanıp ilk yarıyı da 5-4’lük bir oranla 6 galibiyet 10 mağlubiyetle 11. Sırada bitirmeyi başardılar. Tofaş gibi takımların en önemli sorunsalı deplasman performanslarıdır. Deplasmanda alınacak her galibiyet onları ligde tutacaktır. Tofaş ilk yarıda hiç deplasman galibiyeti alamadı. Bu onlar için büyük sorun gibi görünüyor. İç sahada alınacak mağlubiyetler ki Trabzon, Galatasaray, Fenerbahçe gibi takımların Bursa’ya geldiğini düşünürsek 2.yarı deplasmanlar Tofaş için çok önemli.

Bornova Belediye: Geçen yıl alt ligden gelip play-off yapan Bornova Belediye bu yıl özellikle skorer yabancısı Josh Shipp’in yerini dolduramamanın sıkıntısını çok çekti. Ümit Sonkol, Murat Kaya gibi tecrübeli Türk yabancıları kadrosunda bulundurmasına rağmen Türk oyuncu katkısını en fazla hisseden ekiplerden. Özellikle son haftalarda 2 yabancısını -ki Tyler Smith uzun süreli olmayacak- kaybettikten sonra aldıkları seri mağlubiyetlerle bir anda düşme potasına gerilemeleri 2.yarı için öncelikleri düşmemek olacaktır. Yapacağı takviyeler ile İzmir basketbolunun bu yükselen değerini geçen yıl olduğu gibi play-off yarışında izlemek biz basketbol severleri mutlu edecektir. Ancak yaşadıkları mali problemler onların takviye yaparken acele etmemelerine neden oluyor. Bu durumda kaybedecekleri her maç onların için dezavantajlı bir durum yaratacaktır.

Aliağa Petkim: Ligin tecrübeli antrenörlerinden Halil Üner’in koçluğunu yaptığı Aliağa Petkim sezona Oyak Renault ve Beşiktaş galibiyetleriyle başlamasına karşın yaşamış olduğu savunma problemleriyle sadece 5 galibiyet alarak averajla ilk yarıyı 13.sırada bitirdi. Halil Üner, sezon ortasında Gerald Fitch ve Kaspars Kambala gibi ligimizi yakından tanıyan oyuncuları transfer ederek 2.yarı için önemli bir takım oluşturdu. Transfere doymayan Aliağa Petkim NBA patentli Jarvis Hayes ile de anlaşarak 2.yarıda ne kadar iddialı olduğunu herkese duyurdu. Özellikle iç saha maçlarında taraftarıyla beraber güzel oyunlar sergileyen Aliağa Petkim yeni yabancılarıyla rakip takımlar için sorun yaratacaktır. Ancak ligde kalmak hatta play-off yapmak istiyorlarsa savunmaya da dikkat etmeli sadece hücum ile maç kazanılamayacağını bilmeliler.

Erdemir: Geçen 2 yılın istikrarlı ekiplerinden biri olan Erdemir Ahmet Çakı yönetiminde bu yıl inanılmaz derece son top nasıl oynanamaz onu kanıtlıyor. En az 4 maçı böyle kaybeden kırmızı-beyazlı ekip ilk yarıyı sadece 4 galibiyetle 14.sırada kapattı. Özellikle oyun kurucu pozisyonunda yaşadıkları sıkıntılar onların belini bükse de 2.yarı için hala korkulan bir deplasman atmosferine sahipler. Ancak kendileri için deplasmanlarda alınacak her galibiyet ligde kalma adına umut olacaktır. İlk yarıda sadece 1 deplasman galibiyetlerinin olması onlar adına büyük sorun. Özellikle oyun kurucu pozisyonuna yapacakları bir takviye ile ligde kalacaklarına inanıyorum.

Mersin Bşb. : Kadrosunda Asım Pars, Nedim Yücel, Hakan Köseoğlu gibi ligimizde uzun yıllardır forma giyen türk oyuncuları bulunduran Mersin Bşb. ilk yarıda aldığı 3 galibiyet ile hayal kırıklığı yarattı. Ligde sadece Tofaş, Bornova Belediye ve Oyak Renault takımları yenebilen ve diğer oynadığı maçlar pek varlık gösteremeyen takım 2.yarıda Ercüment Sunter yönetiminde ligde kalmak için mücadele verecek. Özellikle kısa oyuncularında yeterli katkısı alamayan ve takım savunmasında yaşadığı problemler dikkat çeken ekip eğer bu sorunları çare bulamazsa ligden düşmesi kaçınılmaz olacaktır.

Oyak Renault: Bursa’nın bir diğer temsilci olan Oyak Renault Yücel Platin liderliğinde her yıl olduğu gibi bulduğu genç ve gelecek vadeden yabacılarla yola çıksa da sezon ortasında bu sezon ki tercihlerinin çok da doğru olmadığını anladı. Ligin ilk yarısını sadece 2 galibiyetle kapayan sarı-siyahlı ekip Türk oyuncularından istedikleri verimi nerdeyse hiç alamıyor. Mütevazı bütçesi ile her yıl düşmemeye oynayan Oyak bu yılın 2.yarısında eğer ilk yarıda yaptıkları hataları yaparsa ligden düşmesi kaçınılmaz olacaktır. Düşmemeye oynayan takımların içinde kadro itibari ile en zayıf durumda bulunan Oyak Renault’un tek avantajı ligi çok iyi bilen bir antrenöre sahip olmasıdır. Yücel Platin yıllardır imkânsızlıklar içinde müthiş başarılar yakalayan bir koç olarak bu durumdan nasıl çıkılırı çok iyi bilmekte ve çözüm yollarını aramaktadır. 2.yarı Oyak Renault için her maçın final havasında geçtiği bir dönem olacaktır.