27 Ekim 2011 Perşembe

Türk Telekom Maçı Öncesi




düzensiz hücum takımı olduğumuzdan savunma anlamında bir şey beklediğim bir maç olmayacak. pota alı oyuncularını karşılaştırmak dahi istemiyorum basketbol seven birisine bu işkenceyi yapmamalıyım. diğer bölgelerde her türlü üstün olduğumuzu düşünüyorum ama. şimdi kemp bir kere sapıtma evrelerini azaltırsa büyük iş yapmıs olur bu maçta. deron zaten belli bir kalitenin üzerinde oynuyor her zaman. hawkins ve erceg gün geçtikçe daha da alışıyorlar bu ortama. daha takım oluyoruz diyelim kısadan. ancak bu maçı kazanmak için çok koşmak veya çok sayı atmak yetmez bence koçunda biraz devreye girerek zaman zaman adem ören'i dahi kullanarak set hücumları tercih edilebilir. telekom bence göründüğü kadar ürkütücü bir takım değil çabuk dağılıyorlar ve onları dizginleyecek bir koça da sahip değiller bu bir kere avantaj. ama ergin ataman kullanırsa avantaj. kazanma şansımız yüksek ama diğer maçlara hatta karşıyaka maçına oranla biraz daha fazla savunma yapmak lazım bu maçta. çeyrek başlarındaki savunma konsantrasyonumuz maçın kazanılması anlamında önemli olacaktır diye düşünüyorum.

5 Ekim 2011 Çarşamba

Dexia Mons Maçı Üzerine

sezon başında hep söylendi, sezonun bitmesine 6 ay kala sponsorunuzun gelecek yıl devam etmeyeceği ortadayken siz sponsor bulamadınız ve yazın sadece kobe ve deron williams üzerine kurulu transfer politikası güttünüz kimseyi dinlemediniz menajerlerin oyuncağı oldunuz ve şimdi haliniz ortada. bu durumun birden fazla sorumlusu var ancak en büyük sorumlular şube yöneticisi şeref yalçın ve coach ergin ataman'dır. çünkü planlamayı yapan bu iki isimdi ve takımın kadro kalitesi ortada. coach bir kere türk oyunculardan yararlanmayı düşünmüyor. varsa yoksa yabancılar. işte sokak basketbolcusu marcelus kemp'e tanınan ayrıcalık ve bu oyuncunun kullandığı top adedi hawkins'in verimini nasıl düşürüyor. üstüne deron'la aynı 5'te olmaları savunma anlamında bizi inanılmaz zorluyor. ayrıca pota altındaki zayıf savunmamızda bu faktörlere eklenince euro cup gibi önemli bir organizasyondan elenebiliyoruz.

bundan sonra ne yapılmalı ya gelince; bir kere coach ergin ataman türk oyunculara daha fazla şans vererek en azından belli bir direnç yakalamaya çalışmalı savunmada. can akın geçen yılı Gökhan Taştimur gibi iyi bir savunma antrenörünün yanında geçirdi. baskılı savunmayı yapacak kapasitede. barış hersek sertlik getirebilecek bir oyuncu. zoran erceg'in pamuktan yumuşak savunmasının yanında daha fazla caydırıcı etki yapacağı aşikar. serhat çetin yine savunmada gerekli katkıyı yapabilecek türde bir oyuncu daha fazla süre alabilir. sonuç olarak 5 oyuncuyla 40 dakika aynı performansta gitmek imkansız günümüz basketbolunda. evet kapasite farkı çok fazla yabancılarla türkler arasında ama kimse kafadan o süreleri almıyor. ben inanıyorum ki türk oyuncular yabancılara oranla daha fazla çalışıyorlar antremanlarda ama onlarda biliyor ki maçta zaten oynayamayacağız niye kasalım ki niye yırtınalım. şimdi bu psikolojiye sokarsınız oyuncuları kaybetmeniz kaçınılmaz olur. maalesef ergin ataman'da bunu ilk beşiktaş ve 2. efes pilsen dönemlerinde bu yana yapmakta, kadrolarını yabancı oyuncuların üzerine kurmakta. kesinlikle bu başarı getirecek bir tutum değil. özellikle de beşiktaş gibi sürekli mali problemlerin olduğu bir takımda yabancı oyunculardan bütün sezon aynı performansı beklemek hayalcilik olur. dexia mons maçıda aslında bir fırsat olabilir türk oyuncuların sürelerinin artması konusunda. umalım ki bunu sadece bizler değil ergin ataman'da görmüş olsun ve daha iyi oynayan daha sert savunma yapan bir takımımız olsun. ancak görüntü maalesef herkesin boşvermiş olduğunda ve amacın sadece para kazanmak, kendi reklamlarını yapmak olduğunda. inşallah bu tutum ve amaçlar değişir biz beşiktaşlılar da üzülmeyi bir kenara bırakıp takımımızı can-ı gönülden destekleriz.

2 Ekim 2011 Pazar

TBL 2011-2012 Sezonu Değerlendirmesi

Aliağa Petkim:

Kalanlar: Barış Güney, Zeljko Zagorac

Gelenler: Ümit Sonkol (Bornova Belediyesi), Branislav Ratkovica (Tuebingen), Ryan Toolson (Montegranaro), Brian Qvale (Montana Üniversitesi), Dennis Mims, Tufan Ersöz (Olin Edirne), Paul Miller (Anwil Wloclawek), Buğrahan Tuncer (Beşiktaş), Ersin Görkem (Trabzonspor), Pertev Öngüner (BornovaBld.),MuratErensoy(GençTelekom)

Gidenler: Jarvis Hayes, Mike James, Levent Bilgin, Erdem Türetken, Ufuk Kaçar, Polat Kaya, İlkay Okay, Kaan Üner, Berk Üner

Türk Basketbolu’nun genel yapısına uygun olarak sezon sonunda takımda sadece 2 oyuncu bırakan Aliağa Petkim geçen sezondan daha iyi bir yer elde etmek için mücadele edecek. Coach Burak Bıyıktay’ın basketbol felsefesinde savunma’nın 2. planda olduğunu düşünürsek mevcut takım itibariyle kendi istediğini kurmuş gibi görünüyor. Özellikle ligi tanıyan Ryan Toolson gibi iyi bir dış skorerin yanına Ersin Görkem, Tufan Ersöz ve Ümit Sonkol gibi tecrübeli türk oyuncuları yerleştirerek play off kovalama peşindeler. Ancak mevcut lig yapısında savunmanın önemi son derece büyük. İyi savunma iyi hücumu perçinlerken sadece birisini iyi yapmak maç kazandırmayacaktır. Aliağa Petkim bunun bilincinde basketbol oynar ise can yakabilir. Ancak maç içersin de yaşayacakları iniş çıkışlar onlara farklı mağlubiyetleri de yaşatacaktır. Özellikle kendi sıralarına yakın takımlara karşı alacakları mağlubiyetler küme düşme potasında kalmalarına yol açacakken, play off yarışında da geriye düşmelerine neden olacaktır. Başarılı olmak ligde sürpriz yapmak istiyorlar ise iyi savunmayı göz ardı etmemeleri gerekir.

Anadolu Efes:

Kalanlar: Sinan Güler, Kerem Gönlüm, Kerem Tunçeri, Cenk Akyol

Gelenler: Dusko Savanovic (Valencia), Ermal Kuqo (G.Saray), Doğuş Balbay (Texas/F.Bahçe Ülker), Stanko Barac (Caja Laboral), Sasha Vujacic (New Jersey Nets), Esteban Batista (Caja Laboral), Tarence Kinsey (F.Bahçe Ülker), Ersan Ilyasova (Milwaukee Bucks), Vlado Ilievski (Union Olimpija), Gökhan Şirin (Charlotte 49′ers)

Gidenler: Ender Arslan, Flip Murray, Lawrence Roberts, Erwin Dudley, Ali Işık, Igor Rakocevic, Bostjan Nachbar, Nikola Vujcic, Bootsy Thornton, Miroslav Raduljica

Yıllardır Efes Pilsen diye bildiğimiz 35 yıllık bir basketbol kulübünü saçma sapan bir ideolojik karar ile bu yıldan itibaren Anadolu Efes adı ile izleyeceğiz. Efes Pilsen adı Avrupa bir marka olmuşken bunu sanırım biz basketbol severlerden başka hiç kimse düşünmüyor. Önemli olan çocuklarımızın sağlığı evet sevgili devlet büyükleri(!). Gün itibari ile kurulan kadro Avrupa’da çok önemli başarılar kazanabilecek kalitede ve derinlikte. Özellikle pota altında hem sertlik hem de skor yapabilecek birbirini aratmayacak kalite oyuncular mevcut. 4 numarada avrupa’nın belki de bölgesinde en istikrarlı 2 oyuncusu Dusko Savanovic ve Ersan İlyasova var. Ayrıca bunlara sezon sonuna doğru Kerem Gönlüm’de katılacak. İnanılmaz bir pota altı rotasyonuna sahip Anadolu Efes. Kısa oyuncularda Sinan Güler, Doğuş Balbay ve Tarence Kinsey ile inanılmaz bir ön alan savunma direnci ortaya koyacak iken Sasha Vujacic gibi çok önemli bir dış atıcıyla çok can yakacaktır. Tabii burda önemli olan coach Ufuk Sarıca’nın takımı ne kadar sürede istenilen seviyeye getirebilecek olmasıdır. İlk baş antrenörlük deneyimini Murat Didin’in ayrılması sonucunda yarım sezonda olsa Beşiktaş’ta yapan Ufuk Sarıca geçen sezon sonuna doğru Yine emaneten de olsa Efes Pilsen’in başındaydı ama bu yılla beraber artık gerçekten bir takımı kurmanın ve çalıştırmanın sorumluluğunu taşıyacak genç koç. Türk basketbolu adına da çok önemli bir sınav verecek ama en önemlisi de kendi kariyeri adına çok iyi bir referans olacak bu yıl. Muhteşem bir kadro kuruldu çok paralar harcandı eğer bu yılda istenen başarılar kazanılmaz ise o zaman neler olur Anadolu Efes’te merakla bekliyoruz.


Antalya BŞB:


Kalanlar: Gökper Gen, Seray Yıldırım, Berkay Gülek

Gelenler: Serdar Apaydın (Koç), Bora Hun Paçun (Banvit), Stevan Jelovac (Mega Vizura), Rasim Başak (Türk Telekom), Caner Öner (Trabzonspor), DeAngelo Casto (Washington State), Melih Mahmutoğlu (G.Saray), Corey Fisher (Villanova), Alican Güney (Torku Selçuk), Valentin Pastal (Mersin BŞB), Kedrick Brown, Nedim Dal (Oyak Renault)


Gidenler: Brad Buckman, Patrick Christopher, Gerrod Henderson, JP Prince, Muratcan Güler, Hadi Doğan, Polat Kocaoğlu, Barış Hersek, Erdinç Balto


Bu yıl ligimiz takımlarında inanılmaz derecede oyuncu sirkülasyonu mevcut. Antalya BŞB’de koçundan oyuncusuna yenilenen takımlardan. Serdar Apaydın Fenerbahçe Ülker altyapısında başladığı coach’luk kariyerine şimdi Antalya BŞB’de devam etmekte. Kurduğu kadro ile sürpriz yapabilir miyim peşinde olacak olan Serdar Apaydın özellikle altyapıdan tanıdığı genç ve gelecek vadeden oyuncular seçti. Bu kadro ile play off kovalaması çok zor görünüyor. Ancak sürpriz galibiyetler alarak ligin renk katan takımlarından biri olabilir Antalya BŞB. Özellikle play off yarışında güçlü takımlara karşı alacakları galibiyetler ile sıralamayı etkileyen takım hüviyetinde olabilirler. Fakat ligde kalmaları için kalite olarak daha çok aşama kaydetmeleri gerek. Eğer kritik galibiyetler almaz iseler ligde kalmaları çok zor.


Banvit:


Kalanlar: Erolcan Çinko, Barış Ermiş, Chuck Davis, Lance Williams, Keith Simmons, Şafak Edge, İzzet Türkyılmaz, Yiğitcan Turna, İbrahim Yıldırım


Gelenler: Erkan Veyseloğlu (Erdemir), Serkan Erdoğan (Beşiktaş), Cliff Hammonds (Asvel), Kenan Bajramovic (Lietuvos Rytas), Cemal Nalga (Lietuvos Rytas)


Gidenler: Mutlu Akpınar, Bora Hun Paçun, Antonio Graves, Juan Dixon, Vladimir Golubovic, Barış Özcan


Ligin diğer birçok takımının aksine kadrosunu en fazla koruyan takımlardan biri olan Banvit özellikle türk oyuncu rotasyonunu Serkan Erdoğan, Erkan Veyseloğlu ve Cemal Nalga ile güçlendirirken ligi tanıyan hammonds ve bajramovic transferleri ile güç kazandı. Ancak bu yapılan transferler Banvit’e euroleagu’de başarı getirmedi ve daha ilk turda elendiler. Bunun en önemli sebebi de maalesef kadronun isim anlamında güçlenirken oyun anlamında geride kalmasıdır. Sorumlu kim peki? Kesinlikle Orhun Ene. Elinde bolca malzeme var iken hem skor hem de savunma anlamında geçen yıldan oturmuş bir kadronuz mevcut fakat siz bu takıma tur atlatamayacak kadar başarısızsınız. Milli takım’da gördük kenardan top çıkaramayan basit oyunları dahi oynatamayan bir antrenör vardı. Aslında bunu sezon içinde özellikle play off döneminde gördük. Önce Olin Edirne daha sonra Galatasaray serilerinde coaching anlamında meslektaşlarına resmen ezildi Orhun Ene. Şu kadrda bulunan Türk oyuncuların hepsi ligimizin şampiyonluk adaylarında en azından 15 dakika süre alacak kapasitede. Bunları kullanamazsa Orhun Ene bu yıl gerçekten başarısız olacaktır. Ayrıca yabancı oyuncu seçimleri son derece kötü. Kaliteli oyuncular fakat takımı ne kadar ileriye taşıyacaklar muamma. Ligin mevcut durumunda yine ilk 4 yapabilirler ama sadece yaptıklarıyla da kalabilirler. Takımın gelişimi coach’un gelişimiyle paralel ölçüde olacaktır.


Bandırma Kırmızı:


Kalanlar: Ahmet Gürgen (Antrenör), Fatih Cantitiz, Anıl Binici, Cenk Şekeroğlu, Talat Altunbey, Mert Gizir, Mert Türkyılmaz, Özgür Şahin


Gelenler: Frank Hassell (Old Dominion Monarchs)


Ligin yeni ekibi Genç Banvitliler yeni adıyla Bandırma Kırmızı aslında Banvit’in alt yapı takımı. Ancak geçen yıl yaptıkları yatırımla lige yükseldiler. Ben bu tür takımların yani birinci amacı oyuncu yetiştirmek olan takımların yarışmacı hale sokulmasını doğru bulmuyorum. Darüşşafaka örneği gözümüzün önünde Efes Pilsen’in oyuncularını oynatalım derken hem de 1.ligde küme düştüler. Şimdi çıkmak için her şeyi yapıyorlar. Bu tür takımlar alt liglerde son derece iyi ortamlarda oyuncu yetiştirecekken manasızca yarışma formatına sokulup yönetiliyor. Bu basketbolumuza hiç bir şey katmadığı gibi liginde kalitesini düşürüyor. Bu genç takım büyük olasılıkla küme düşecek ve üzerinden yapılan tartışmalarda sona erecek. Ayrıca sezon başında bu kulübün satışı söz konusuydu. Bu kafada olan insanların aslında spora neden yatırım yaptıklarının da en önemli örneği Bandırma Kırmızı takımı. Umarım güzel bir sezon geçirirler.

Beşiktaş Milangaz:


Kalanlar: Serhat Çetin, Marcelus Kemp


Gelenler: Can Akın (Olin Edirne), Erwin Dudley (Efes Pilsen), Barış Hersek (Antalya BŞB), Mehmet Yağmur (Türk Telekom), Deron Williams (New Jersey Nets), David Hawkins (A.J. Milano), Adem Ören (Türk Telekom), Zoran Erceg (Olympiakos), Semih Erden (Cleveland Cavaliers)


Gidenler: Serkan Erdoğan, Cevher Özer, Hüseyin Beşok, A.J. Ogilvy, Mire Chatman, Cüneyt Erden, Bekir Yarangüme, Buğrahan Tuncer, İsmail Çevik, Mustafa Abi, Michal Ignerski, Fedor Likholitov


Bir takım düşünün lig ortasında 1 ve 5 numarası ayrılacak olan? Bir takım düşünün her yıl sil baştan kadro yapan? Bir takım düşünün sponsoruyla sözleşmesinin biteceğini 6 ay önceden bilen ama umursamayan? Evet o takım bizim takımımız olan Beşiktaş. Özellikle türk oyuncu transferinde çok geç kalınmış olmasına rağmen yine de yaklaşık olarak katkı yapabilecek 9 oyuncusu bulunan bir takım kurabildik. Deron Williams sadece Avrupa’nın değil Dünya’nın en önemli oyun kurucularından biri durumda. Üzerine takım kurulup o takımı şampiyon dahi yapabilecek yetenekte bir oyuncu. David Hawkins yıllarca İtalya’da ve Euroleague’de kalburüstü bir oyuncu olan savunması da hücumu da gayet iyi olan bir oyuncu. Keza Zoran Erceg yılardır adından söz ettiren yüksek potansiyelli bir oyuncu. Semih Erden milli takımda olsun Fenerbahçe’de olsun katkısı hep üst seviyede olmuş olan bir oyuncu. Fakat bu oyuncuların sizi şampiyon yapabilmesi veya başarılı yapabilmesi için sadece iyi oyuncu olmaları yetmiyor. Sizin kulüp olarak bu oyunculara gerekli şartları sunabilecek misiniz o önemli. Ergin Ataman başarılı olmak istiyor ise türk oyuncularını rotasyona katmayı onlardan verim almayı başarabilmesi lazım. Çünkü basketbol artık 5 kişiyle oynanamıyor. Bugün yıllardır başarılı olan takımlar kadrolarında 14 hazır oyuncu bulunduruyor. Bu rakam bizde sadece 9. Ayrıca da biz bunların sadece 5 veya 6’sını sadece yeterli düzeyde kullanabiliyoruz. Bu başarılı olmak için yeterli bir rakam değil maalesef. Yine yüksek bütçeli bir takım kuruldu ve yine başarısız olunursa Beşiktaş Basketbolu artık çöküş dönemine adım atabilir. Oyunumuz özellikle pota altı savunması anlamında çok vahim. Hareketli her uzun bizi perişan edecektir. Semih her maç 35 dakika oynayıp aynı performansı veremez. Maç kazanmak istiyor isek kesinlikle çok daha iyi savunma yapmalıyız. Marcelus Kemp’i daha fazla dizginlemek lazım hücumda çünkü oyun dışına çıkıp 1’e 5 hücum ediyor bazen. Deron Williams bu takımın dizginlerini elinde bulundurması gereken tek isim. O gidene kadar zevk almaya bakmak lazım basketboldan. Gittikten sonrasını kimse düşünmüyor çünkü.


Erdemir:


Kalanlar: Altan Erol, Melih Yıldız, Eren Beyaz, Emre Ekim


Gelenler: Soner Şentürk (Bornova Belediyesi), Mutlu Akpınar (Banvit), Nusret Yıldırım (İstanbulspor), Antywane Robinson (Cholet), K’Zell Wesson (Türk Telekom), Alper Özcan (Hacettepe Üniversitesi), Gerrod Henderson (Antalya BŞB), Caner Ercan (Olin Edirne), Caner Osman (Pertevniyal)


Gidenler: Mike Hall, Antwain Barbour, James Thomas, Erkan Veyseloğlu, Hakan Demirel, Melih Sevda, Berent Kavaklıoğlu, Oktay Yılmaz


Ahmet Çakı kurduğu düzenle bu lige renk katan takımlar oluşturuyor. Bu yıl yine yabancıları yenilenmiş ama bir önceki yıla göre daha iyi bir yerli rotasyonuna sahip bir Erdemir seyredeceğiz. Her zaman karakterli basketbol oynatan bir koç Ahmet Çakı. Ligi tanıyan yabancıları var ve çok can yakacak bir kadroya sahip bir takım Erdemir. Geçen yıl Olin Edirne’nin yaptığını yapacak kapasitedeler. İlk 8 için önemli bir aday olmalarının yanında kaliteli basketbolda izleteceklerdir bu yıl. Soner Şentürk, Mutlu Akpınar, Altan Erol ve Caner Ercan’ın performansları gerçekten Erdemir için çok önemli. Bunun yanında K’Zell Wesson’ın pota altındaki, Gerrod Henderson’ın dış adam pozisyonundaki performansları da özellikle çekişmeli maçlarda önem taşıyacaktır. Ligin en öenmli sürpriz yapabilecek ekibi Erdemir’dir. Özellikle iç saha maçlarında çok can yakacaklar bu yıl.


Fenerbahçe Ülker:


Kalanlar: Roko Leni Ukic, Marko Tomas, Emir Preldzic, Ömer Onan, Engin Atsür, Mirsad Türkcan, Oğuz Savaş, Gasper Vidmar, Kaya Peker, Erbil Eroğlu


Gelenler: Bojan Bogdanovic (Cibona Zagreb), Curtis Jerrells (Partizan), James Gist (Partizan), Hakan Demirel (Erdemir)


Gidenler: Sarunas Jasikevicius, Darius Lavrinovic, Sean May, Doğuş Balbay, Tarence Kinsey

Son şampiyon transferi erken bitiren ve kadrosunu en fazla koruyan takım oldu. Bu yıl yıldız transfer etmek yerine daha takım oyuncusu ve gelecek vaat eden oyuncular katıldı takıma. Kalite bence bir önceki yıla göre düştü ama sonuçta yine de güçlü bir takım Fenerbahçe Ülker. Ancak Mirsad Türkcan, Engin Atsür ve Marko Tomas’ın uzun süreli sakatlıkları Roko Ukic’in bütün yazı sakat geçirmesi şuan için tam takım olamamalarına neden oluyor. Bunun yanında Kaya Peker’in önlenemeyen düşüşü ve Ömer Onan’ın Dünya Şampiyonası’nın da etkisiyle beraber müthiş bir 6 ay geçirip şimdi inanılmaz bir düşüşe geçmesi de sarı lacivertliler için büyük handikap. Ayrıca 2 yıldır basketbol oynamayan Engin Atsür’ün ve Mirsad Türkcan’ın dönüşlerinin de nasıl olacağı da büyük soru işareti. Her şeye rağmen yeni yapılan salonlarının aralık ayıda faaliyete geçmesiyle beraber Fenerbahçe Anadolu Efes’le beraber bu ligin en önemli şampiyonluk adayı konumundadır. Yalnız sezon ortasında bir veya iki yabancı oyuncu daha kadroya katılacaktır. Çünkü eurolegue için bu kadar fazlasıyla sorunlu olabilir. Final 4 için mücadele etmek isteniyorsa daha farklı şeyler yapabilecek kısalara ihtiyacı var takımın.


Galatasaray:


Kalanlar: Tutku Açık, Evren Büker, Caner Topaloğlu, Haluk Yıldırım, Preston Shumpert, Göksenin Köksal, Luksa Andric, Sertaç Şanlı, Josh Shipp


Gelenler: Cevher Özer (Beşiktaş), Ender Arslan (Efes Pilsen), Furkan Aldemir (Pınar Karşıyaka), Jamon Lucas Gordon (Olympiakos), Jaka Lakovič (Regal Barcelona), Darius Songaila (Philadelphia 76′ers), Can Korkmaz (Pertevniyal)


Gidenler: Ermal Kuqo, Radoslav Rancik, Jerry Johnson


Son finalist Galatasaray sezon başında Beşiktaş gibi sponsoruna veda eden bir takımdı. Hali hazırda bir sponsor ile anlaşamamaları son finalist için gelecek adına önemli problemler çıkarmaz umarım. Galatasaray akıllı bir politikayla kadrosunu korudu ve üstüne üst düzey yabancılar ve yerliler ekledi. Özellikle genç oyuncu Furkan Aldemir, Cevher Özer ve Ender Arslan transferleri türk oyuncu rotasyonunun kalitesi arttırdı. Bunun yanında Avrupa’nın sayılı skorerlerinden Jaka Lakovič’in takıma katılımı büyük güç getirdi sarı kırmızılılara. Ayrıca Lucas Gordon ve Darius Songaila ile de yabancı oyuncu kalitesini bir önceki yıla göre daha da arttırdılar. Oktay Mahmuti’nin basketbolun tek patronu olmasının sonucunu geçen yıl final oynayarak alan Galatasaray bu yılda eurolague oynamak için elemeler oynuyor. 2 yılda inanılmaz bir seviye atladı Galatasaray organizasyonu. Ligin Anadolu Efes’ten sonra bence en önemli favorisi konumundalar. Şampiyonluk çok da zor değil onlar için. Özellikle abdi ipekçi’de taraftarıyla bütünleşince çok ekstra oynuyorlar ve bu onlar için büyük bir kazanç. Doğru yapılanma, doğru teknik ekip işte bir organizasyonu Avrupa standartlarına yükseltebiliyor. Şov yapmayan, büyük konuşmayı sevmeyen, rakibine oyuncusuna saygı duyan bir antrenörün bir takıma nasıl seviye atlattığını görüyoruz. Galatasaray oynadığı basketbol ile izlenilmesi heyecan uyandıran bir takım konumunda olacak bu yıl. Ayrıca euroleague oynayacak olmaları onların basketboluna ekstra şeyler kazandıracaktır. Çok tehlikeli oyunculara sahip tehlikeli bir takım Galatasaray.


Hacettepe Üniversitesi:


Kalanlar: Derya Yannier, Önder Külçebaş, Özgür Adıgüzel, Orçun Tunca, Onur Altınmakas, Ulaş Peker


Gelenler: Ali Işık (Efes Pilsen), Murat Kaya (Bornova Belediyesi), Hüseyin Beşok (Beşiktaş), Matthew Bryan-Amaning (Washington), Ricardo Marsh (Kızılyıldız), Melvin Sanders (Menorca), Sherron Collins (Charlotte Bobcats)


Gidenler: Alper Özcan, Kenny Adeleke


Ligin yeni takımlarından Hacettepe Üniversitesi tecrübeli kadrosuyla bu yıl ligde kalmak için mücadele edecek. Özellikle ligin iyi takımlarında oynamış Hüseyin Beşok, Murat Kaya yine ligimizi tanıyan Ricardo Marsh, Melvin Sanders gibi oyuncular bunun yanında her zaman enerjisiyle oynadığı takıma katkı yapmış olan Önder Külçebaş takımın öne çıkan isimleri konumunda. Üniversite takımlarının en önemli özellikleri seyircileriyle bütünleşerek yaşattıkları güzel deplasman ortamları olmuştur. Büyük takımları karşı yapacakları dirençli savunmayla beraber hızlı hücumlar rakip takımlar için sorun olacaktır. Hacettepe gibi takımların yapması gereken en önemli şey ise doğru hücum olmalıdır. Eğer doğru hücum edemezseniz doğru adamı bulamazsanız yaratıcı oyuncu azlığından maçları kazanmak çok daha zor olacaktır. Hacettepe Üniversitesi özellikle iç saha maçlarında yaratacağı atmosfer ile umuyorum ki lige renk katacak takımlardan olacaktır.

Mersin BŞB:


Kalanlar: Mutlu Demir, Vincent Grier, Anthony Grundy, Asım Pars


Gelenler: Erdal Bibo (Olin Edirne), James Mays (Oyak Renault), Demetri McCamey (Illinois), Can Maxim Mutaf (F.Bahçe Ülker’den kiralık), Yalçın Azizmahmutoğulları (Optimum TED Ankara), Şuacan Pişkin (İTÜ)


Gidenler: Alex Scales, Nesteros Kommatos, Andrej Stimac, Nedim Yücel, Hakan Köseoğlu, Valentin Pastal


Geçen yıl son haftalarda ligde kalmayı başaran Mersin BŞB kadrosundan özellikle Nedim Yücel’i kaybederek çok önemli yara aldı. Geçen yıl Olin Edirne’de yararlı oyun oynayan Erdal Bibo, takımın abisi konumunda ki Asım Pars ve takımda 3 sezonunu geçirecek olan Vincent Grier takımın en en önemli silahları konumundalar. Ayrıca Fenerbahçe Ülker’den kiralık gelen Can Maxim Mutaf’da dikkatle izlenmesi gereken oyunculardan. Bornova Belediyesi’nde önemli işler yapan Yalçın Azizmahmutoğulları’da takıma katkı yapması beklenen bir oyuncu. Mevcut kadrosuyla kümede kalma mücadelesi verecek gibi duran Mersin Bşb karakterli oyunuyla bu iddaasını gerçekleştirmek için ter dökecek.


Olin Edirne:


Kalanlar: David Lee Dixon


Gelenler: Ogün Sevinç (Oyak Renault), Wes Wilkinson (Le Havre), Polat Kocaoğlu (Antalya BŞB), Vladimir Stimac (CEZ Nymburk), Ivan Lilov (Rilski Sportist Samakov), Yiğitcan Vardal (Pertevniyal), Uğurcan Aksoy (İTÜ), Mahir Bayrak (Uşak Belediyesi), Erhan Yetim (Kepez Bld.), Görkem Sönmez (Pertevniyal), Mustafa Abi (Beşiktaş), Levent Yavuz (Genç Telekom), Chris Wright (Georgetown), Fırat Töz (Tofaş-Kiralık)


Gidenler: Predrag Samardziski, Renaldas Seibutis, Vidas Ginevicius, Seth Doliboa, Erdal Bibo, Can Akın, Caner Ercan, Reha Öz, Tufan Ersöz, Ahmet Kaplan, Ömer Ünver, Ege Taşpınar (Takım menajeri oldu)


Geçen sezon’un en büyük sürprizini yapan takım olan Olin Edirne kadrosunu 1 oyuncu hariç tamamen değiştirerek yeni sezona giriyor. Geçtiğimiz yıl takımın yükünü çeken tüm temel direklerini Gökhan Taştimur’un takımı yepyeni bir takımla beraber geçen yılki başarısını devam ettirmek niyetinde. Bence mevcut takımın tek silahı coach Gökhan Taştimur. Ligimizin önemli coach’larından biri olan Taştimur aldığı her takıma muhakkak sınıf atlatmış bir isim. Bu yılki kadroyu da bence yine iddaalı maçlar bekliyor. Belki geçen yılki başarıyı yakalaması zor ama yine de play off için mücadele edeceklerdir. Geçen yıl ki kadrodan gidenleri saymak yerine bu yıl ki kadroya katılan oyuncuların özelliklerini söylemek daha mantıklı olsa gerek. Özellikle başarıya aç 2.lik oyuncularını kadroya katmaları bence bir avantaj. Bu oyuncuların büyük bölümü gelişmeye açık oyuncular. Bunun yanında Polat Kocaoğlu, Mustafa Abi gibi takıma abilik yapacak oyuncularda kadroda var. Tabii ki geçen yıl deplasman iç saha demeden takımını destekleyen Edirne halkına bu yılda aynı şekilde ihtiyaç duyucak bu takım. Umarım onları yalnız bırakmazlar.


Pınar Karşıyaka:

Kalanlar: Emre Bayav, Jovo Stanojevic, Birkan Batuk, Alper Saruhan, Onur Çalban, Ahmet Erdoğan, Onur Kentli


Gelenler: Goran Ikonic (KK Krka Novo Mesto), İlkan Karaman (G.Saray’dan kiralık), Raymar Morgan (Maccabi Rishon), Mire Chatman (Beşiktaş)


Gidenler: Osiris Eldridge, Furkan Aldemir, Uluğ Kaçaniku, David Holston


Geçen yılı yine çok iyi geçirmiş bir takım olan Karşıyaka bu yıl kadrosuna ligi tanıyan Mire Chatman gibi bir liderin yanı sıra Krka Novo Mesto’nun başarılı oyuncusu Goran İkonic’i de katarak girdi. Eurocup elemesi oynayan Karşıyaka belki bu standartlarda bir takım görüntüsü çizmedi maalesef. Özellikle türk oyuncu rotasyonun zayıflığına Furkan Aldemir gibi bir yeteneği yok pahasına vererek tuz biber eken Karşıyaka yönetimi gerekli oyuncu takviyelerini yapamadı. Bu yıl geçmiş yıla oranla daha zayıf bir takım hüviyetindeler. Tabii ki iç saha maçlarında taraftarlarıyla beraber yine iyi maçlar çıkaracaklar ama geçen yılki deplasman dirençlerini göstermeleri için daha sağlam savunma yapmalılar.


Tofaş:


Kalanlar: Can Altıntığ, Uğur Dokuyan, Samet Geyik, İnanç Koç, Austin Nichols, Can Özcan, Tomislav Ruzic, Kenan Sipahi, Jurica Zuza, Doğan Şenli


Gelenler: Brad Buckman (Antalya BŞB), Ronald Steele (Bnei Hasharon), Barış Özcan (Banvit)

Gidenler: Onur Aydın, Orçun Göllü, İlkan Karaman (Kiralıktı, döndü), Jason Rowe, Fırat Töz (Olin Edirne-Kiralık)


Yıllardır hep aynı seviyede basketbol oynayan Tofaş bu yılda transfere para harcamadan kendi yağında kavrulmayı seçti. Nihat İziç her ne kadar milli takımda yardımcı koçluk görevini gerektirdiği gibi yerine getiremese de Tofaş sağlam bir yapı kurmuş durumda. Bu yılda yine gençlerle tecrübelileri bir araya getirerek ligde kalıp play off’a girebilirmiyim hesaplarını yapmaya devam edecek. Geçen yıl ligde kendi sahasında oynadığı maçların büyük bölümünü kazanarak kalmayı başaran Tofaş deplasman takımları için özellikle kendi gücünde olan takımlar için byük tehlike arz ediyor. Yıllardır aynı sistemde aynı oyuncularla oynamanın verdiği alışkanlıkla ne 3 adım ileriye gidiyorlar ne de 3 adım geriye. Büyük bir istikrar söz konusu ve haliyle de tebrik edilmeyi hak ediyorlar. Basketboldan anlayan bir başkana ve kadro itibari ile mantıklı bir coach’a sahip olmalarıda rakiplerinden bir adım önde olöalrına neden oluyor. Bu yılda her zamanki gibi aynı Tofaş’ı seyretmek zevkli olacaktır.


Trabzonspor:


Kalanlar: İsmet Alkan

Gelenler: Tolga Öngören (Koç), Levent Bilgin (Aliağa Petkim), Erkan İnan (Oyak Renault), Kerem Özkan (Oyak Renault), Serhat Büker (Oyak Renault), Oktay Yılmaz (Erdemir), Kaan Üner (Aliağa Petkim), Polat Kaya (Aliağa Petkim), Monwell Randle (Optia Gent), Faikcan Nurkan (Oyak Renault), Oğuzhan Turhan (F.Bahçe Ülker Genç Takımı), Maurice Bailey (Panellinios), Stevan Milosevic (AEL Limassol), Jonathan Gibson


Gidenler: Dragan Sakota (Koç), Michael Wright, Hadi Özdemir, Serhat Büker, İlker Türel, Alvin Snow, Derrick Obasohan, Igor Milosevic, Goran Cakic, Vladislav Dragojlovic, Ersin Görkem, Caner Öner


Sezon başında kapanma tehlikesi geçiren bir kulüp olan Trabzonspor kapanan Oyak Renault’un da fiili olmasa dahi dolaylı katkısıyla lige hazırlanmayı başardı. Geçen yılı Almanya’da tamamlayan coach Tolga Öngören’in işi bu yıl takımı kümede tutmak olacak. Takımın büyük bölümünün değişmesi ama gele oyuncularında büyük bölümünün sezon başı kampını yine coach’la yapmış olmaları büyük avantaj. Ancak kadro play off oynamaya yeter mi tartışılır. Aynı zamanda ligde kalmaya yetmesi için ekstra direnç lazım. Çünkü bir çok takım düşmemeye oynayacak ve sizin bunların arasından sıyırabilmeniz için o takımlara nazaran ekstra şeyler ortaya koymanız gerek. Bunu başarabilirse Trabzonspor ligde kalır ama yapamaz ise düşmesi kaçınılmaz olacaktır. Salon itibari ile seyirciye gereksinim duyan bir takım bordo mavililer. Bu yıl bu kadar olumsuzluktan sonra ligde kalmak onlar için paha biçilmez olacaktır.


Türk Telekom:


Kalanlar: Ceyhun Altay, Can Uğur Öğüt, Orhan Hacıyeva, Gökhan Karabıyık


Gelenler: Muratcan Güler (Antalya BŞB), Nedim Yücel (Mersin BŞB), Michael Wright (Trabzonspor), Kaspars Kambala (Aliağa), Darius Washington (Lottomatica Roma), Simas Jasaitis (Lietuvos Rytas), Bekir Yarangüme (Beşiktaş), Mehmet Okur (Utah Jazz)


Gidenler: Yunus Çankaya, Rasim Başak, Jan Hendrik Jagla, Adem Ören, Jerome Randle, Diamon Simpson, Fatih Solak, Greg Stiemsma, K’Zell Wesson, Mehmet Yağmur


Her yıl takım değiştiren bir başka takımımızda Türk Telekom. Sınırsız bütçeleriyle her yıl inanılmaz oyuncular getiren Ankara temsilcisi bu yıl farklı bir yol izleyerek ligde daha önce oynamış oyuncuları takımına kattı. Ayrıca Muratcan Güler, Nedim Yücel, Bekir Yarangüme, Michael Wright gibi türk statüsünde oynayan ligin kaliteli oyuncularını kadroya katarak Ceyhun Altay, Uğur Öğüt, Orhan Hacıyeva gibi genç oyuncuların yanına ekleyerek geniş bir türk oyuncu havuzu oluşturdular. Tabii ki sonradan takıma katılan Mehmet Okur’unda takıma katkısı tartılmaz seviyede olacaktır. Hatta hazırlık maçlarında görüldü ki takıma seviye dahi atlatmış. Özellikle Kambala ile içeride inanılmaz bir ikili oluşturmuş durumdalar. Arkadan gelen Michael Wright ve Nedim Yücel’in olduğu düşünülürse euroleague takımlarımızdan sonra en iyi pota altına sahip oldukları bir gerçek. Kısa rotasyonu’da yine diğer takımların çok üzerinde. Eğer her yıl olduğu gibi yine bilindik Telekom performanslarını sergilemezler ise Mehmet Okur gidene kadar ligin tozunu atabilirler. İlk 4 için büyük adaylar.














29 Ağustos 2011 Pazartesi

EuroBasket 2011 - Türkiye









2 gün sonra başlıyor avrupa şampiyonası ve yine bizim için söylenen şey aynı. gruptada kalabilirler şampiyonda olabilirler. biz bu psikolojiyi yıllardır aynı şekilde bir nevi istikrara çevirdik. kadro seçimi yine sorunlu bana göre. benim basketbol anlayısım oyun kurucunun maç içinde 1. önceliğinin oyun kurmak, uzunları kullanmak, hücumu yönlendirmek ve savunmayı başlatmak üzerine olduğu bir düşünce. bana göre herşey oyun kurucuda biter. şimdi bizim milli takımımızda bunu yapabilecek yegane isim kerem tunçeri'dir. o ne kadar formdaysa bizim hücumumuz o kadar iyi olur. savunmamız ha keza belli bir standart üzerinde olacaktır. ben ender arslanı çok uzun zamandan bu yana takip eden birisiyim. efeste 19 yasında oktay mahmuti'nin ona forma verdiği bir zalgris deplasmanı hatırlarımki ömer onan'la beraber süper oynamıstı bende demiştimki vay arkadaş işte örnek almam gereken oyuncu bu. ama ordan buraya ender kendını hiç geliştiremedi. hep aynı oyun bazen geriye dahi gitti. geçen yılı efes'te ufuk sarıca gelene kadar kenarda hatta tribünde geçiren bir oyuncunun şak diye milli takıma alınmasını ben doğru bulmuyorum. bu yıllardır cenk içinde geçerli. ender 20 saniye topu elinde tutup sonra gidip 3'lük kullanıp bütün hücumu yerlere sürükleyecek maçlar insallah izletmez bizlere.




tercihlerden devam edersek. oğuz savaş bence türk basketbolunun büyük bir şişirilmiş balonudur. ben hep oğuz'u oyuna girip 3 savunmada 3 faul veya yanlış yerde durup adamına rahat basket imkanı sağlayan biri olarak görüyorum. hazırlık döneminde de bunu çok güzel başardı yine. 4 numara desen vücut itibariyle değil 5 numara için bence yetersiz. üstüne üstlük semih'in olmayacağı bir avrupa şampiyonasında daha fazla süre alacağı söz konusuyken ben kendisinden çok da ümitli değilim. savunamda bence kara delik. furkan aldemir savunma anlamında oğuz'un çok önünde. belki diyebilirsiniz ki henüz tecrübesiz ama izzet alınıyorsa milli takıma furkan banko yazılmalı.




cenk akyol bir torpilli nasıl olur onun ayan beyan belli eden bir başka üstün yetenek(!) abidesi oyuncumuz. bir kere 2numarada büyük sıkıntı çektiğimizi düşünüyorum. harun erdenay'dan ibrahim kutluay'a hatta serkan erdoğan'ıda bu gruba dahil edersek hep skorer oyuncularımız 2numaraydı. şimdi o bölgede oynayan ömer onan evet iyi şütör 2 yıldırda formda ama bence eline her zaman güvenilmez, cenk deseniz geçiyorum bişey demek istemiyorum, bir de sinan var oada ömer onan'ın bi altı daha iyi savunmacı bana kalırsa ama kötü şütör. 2 numara bizim için savunma bölgesi olarak kullanılıyor yıllardır. özellikle ibrahim ve serkan'a kapılar kapanınca o bölge cenk'e kaldı sağolsunlar atlamadanher şampiyonaya götürüyorlar kendisini. kendi takımında toplasanız 3 dakika süre almıyor hep kadro derinliği ama milli takımda hep 12'de. ilginç işler tabii.




bu yılda kadrodan kesilen oyuncu muhabbeti yine yapılmıs olacak adet yerini bulsun. bence doğuş balbay ender'den daha iyi savunmacı, daha iyi ribaundçu, daha iyi penetreci, daha iyi oyun kurucu. ama torpili eksik. ben doğuş ve sinan 2lisini efes'te umuyorumki seyrederiz diyorum. o boğucu ön alan baskısını herkes bir görsün. orhun ene'de görsün. 2 oyun kurucyla (biri bence değil) ispanya, litvanya gibi, çaprazdan gelecek sırbistan, almanya, fransa gibi takımlara karşı çok zorlanacağımızı düşünüyorum. yer igelmişken 3 numaradan oyun kurmak bence çok yanlış. evet emir'de hido'da (özellikle hido) topla münasebetleri iyi olan oyuncular. ama bir takımın oyun düzeni 3 numaradan başlayarak oluşturulmaz. 3 oyun kurucuyu millet önce yazarken tahtaya biz 1 buçuk oyun kurucuyla gidiyoruz 3 numaralarımıza güveniyoruz çok ilginç.




izzet türkyılmaz bence gelecekte fizik olarak kendını geliştirdiği takdirde iyi oyuncu olacakır. ama bu şampiyona için doğuş balbay, semih yokken hatta olsada furkan aldemir, hatta barış ermiş varken tercih edilmesini ben koç kontenjanı olarak görüyorum. ben milli takımın oyuncu yetiştirme, onları bir kalıba sokma, gelecek için yatırım yapma yeri olduğunu düşünmüyorum. hazır oyuncu gelir formayı alır ve oynar. ama bizim milli takımlarımızda (futbol ve basketbol şimdide voleybolada sıçradı bu akım) genç oyuncular a milli takımlarında yetiştiriliyorlar. ben bunu doğru bulmuyorum bulan varsada saygı duyuyorum ama bunun yeri kulup takımlarıdır.




sonuç itibariyle bu şampiyonada en başta yazdığım gibi grupta'da kalabiliriz şampiyonda olabiliriz. başarılar diliyorum milli takıma.

20 Ocak 2011 Perşembe

Beko Basketbol Ligi İlk Yarı Değerlendirmesi


Fenerbahçe ÜLKER: Mevcut ligin en pahalı takımını kuran Fenerbahçe Ülker beklenildiği gibi ligi ilk yarıda fazlasıyla domine etti. Sezon başlamadan Engin Atsür’ü daha sonra da Gasper Vidmar’ı kaybeden sarı lacivertliler ilk yarıda sadece Pınar Karşıyaka ve Galatasaray Cafe Crown’a yenilerek averajla ligi ilk sırada bitirdi. İlk yarının bitimine 2 maç kala Sarunas Jasikevicius gibi üst düzey bir oyun kurucuyu da kadrosuna katarak en büyük sorunları olan oyun kurucu bölgesini de doldurdular. Bu transferle birlikte kusursuza yakın bir kadroya sahip olan sarı lacivertli ekip, 2.yarının ve ligin en önemli favorisi haline geldi. Ancak özellikle Darius Lavrinovic ve Kaya Peker’in inişli çıkışlı performansları nedeniyle pota altında güçlü ve sert olacak her takım Fenerbahçe Ülker’i zorlayabilir.


Banvit: Banvit denince akla gelen istikrar kelimesinin karşılığı olarak bu yıl da Orhun Ene ile yoluna devam eden kulüp bu tercihinin semeresini de ilk yarıyı 2.sırada bitirerek aldı. Özellikle oynadıkları pozitif basketbol ve sert savunmalarıyla dikkat çeken Banvit, Fenerbahçe Ülker ve Galatasaray Cafe Crown takımlarına yenilerek 13 galibiyet ile averajla 2.sırada yer aldı. Oyun kurucu pozisyonunda 3 Türk oyuncu ile yoluna devam edip saha içi organizasyonunu bu kadar iyi yapan tek takım olmaları gözümüzde değerlerini bir kat daha arttırıyor. Ligin şuanda en istikrarlı basketbolunu oynayan Banvit eğer 2.yarıda çok önemli sakatlık sorunları yaşamazsa ligin zirvesi için önemli takımlardan biri konumunda.


Galatasaray Cafe Crown: Bu sene Oktay Mahmuti ile yeni bir yapılanma içerisine giren Galatasaray Cafe Crown özellikle savunma anlamında ligimizin dikkat çeken takımlarından. Sert savunması ve sürekli paylaşıma dayalı hücumuyla (ligin en çok asist yapan takımı) ön plana çıkan sarı kırmızılılar geçmiş yıllara oranla daha derli toplu bir hüviyet kazanmış görünüyor. Özellikle içerde oynadıkları Fenerbahçe Ülker maçında oynan oyun ve verilen mücadele sezon için en önemli gösterge olacaktır. Sıralamada kendinden üstte yer alan Fenerbahçe Ülker ve Banvit takımlarını yenmesine rağmen ligde aldığı 3 mağlubiyetle 3.sırada bulunan Galatasaray Cafe Crown, 2. yarı için özellikle oyun kurucu bölgesinde yaşayacağı sıkıntıları Jerry Johnson ile halletme yoluna gitti. 2.yarı sarı kırmızılı ekip için geçmiş yıllarda olduğundan daha heyecanlı geçeceği su götürmez bir gerçek. Uzun zamandır ilk kez bu kadar derli topu bir takıma sahipler ve bulundukları yeri hak eden bir performans sergiliyorlar.


Efes Pilsen: Sezon başı itibariyle koç Vladamir Perasoviç ile anlaşan Efes Pilsen geçen 2 yıldan kalan zihniyeti değiştirdiğini düşünse de sezon başı yine yedek 5 numara almak yerine 3,5 dan bozma 4 numaralarla doldurduğu pota altı ve büyük ego İgor Rakocevic’in var oluşu sebebiyle problemler yaşıyor. Nikola Vujcic hamlesi, Kerem Tunçeri’nin müthiş performansına rağmen Efes Pilsen ligin ilk yarısını 4 mağlubiyetle 4. sırada bitirdiler. Üstüne gelecek yıl takımın kapatılma durumunun olması sezon içinde takımı zorlayacağı kesin. Efes Pilsen geçmiş 2 yılda olduğu gibi yine yabancılara bel bağlayan takım görüntüsünde. Son transferleri NBA patentli Ronald Flip Murray ile anlaşarak kendi geçmişlerini görmezden gelmeyi tercih ettiler. Oynadıkları basketbol 2.yarı itibari ile ancak bu sıralar için yeterli olacak gibi görünüyor. Daha yukarılara çıkma istiyorlarsa bireysel basketbol yerine takım oyununu geliştirecek şeyler bulmalılar.


BEŞİKTAŞ Cola Turka: Takımımız geçen yıldan 3 oyuncu ile bu yıla girmeyi tercih etti. Bunun sonucu olarak da sezon içinde yaşadığımız uyum problemleri, sakatlıklar, yeni oyuncuların kendi bilindik performanslarının uzağında kalması, sezon içerisinde Allen İverson transferinin yapılması ve onun uyum sürecinde yaşanan sıkıntılar, gelenekselleşen ödeme problemleri, Mire Chatman’ın kadro dışı kalması ve en sonunda da Burak Bıyıktay’ın gönderilmesi sonucu takım gerekli performansı gösteremedi ve bu bize tam 6 yenilgiye mal oldu. Hepsinin sonunda Ergin Ataman’ın gelmesi geçen 1,5 yılda oynanan hızlı basketbol yerine sete set oyuna geçilmesi ve yapılması olası transferler takımımızın gelecek adına bizi umutlandırmasına neden oldu. Hüseyin Beşok transferi sakatlıklar yüzünden tek uzunla mücadele ediyor oluşumuza az da olsa etki edecektir. Bunun yanında alınacak penetresi kuvvetli ve iyi şutör bir oyuncunun yanı sıra sakatlarında takıma dönmesi 2.yarı için bizleri ümitlendiren noktalar. Umarız 2.yarı sorunsuz ve güzel oyunla play-off’a kalırız.


Pınar Karşıyaka: Eski antrenörümüz Hakan Demir’in takımı Pınar Karşıyaka özellikle mücadeleci basketboluyla bulunduğu yeri hak ettiğini gösteriyor. Özellikle içerideki maçlarda gösterdikleri performans takdire şayan olan Karşıyaka Fenerbahçe Ülker, Galatasaray Cafe Crown gibi ligin güçlü takımlarını yenmeyi başarmasına rağmen ligin ilk yarısı averajla 6. sırada bitirdi. Tabii ki burada yaşamış oldukları fikstür avantajını belirtmek gerek. Fenerbahçe Ülker, Galatasaray Cafe Crown, Olin Edirne, Erdemir gibi kendi sahalarında çok daha iyi basketbol oynayan takımları kendi seyircisi önünde ağırlamaları ve yenmeleri sıralama anlamında onlara avantaj sağladı. 2.yarı özellikle bu takımlarla dışarıda oynayacakları (Banvit deplasmanını da ekleyelim) maçlar play off sıralaması açısından Pınar Karşıyaka için çok önemli.

Antalya Bşb.: Ligin tartışmasız en sürpriz takımı Ahmet Kandemir’in koçluğunu yaptığı Antalya Bşb. lige biri deplasmanda Efes Pilsen olmak üzere 3 galibiyetle başlayan Antalya Bşb. ilk yarıyı 8 galibiyetle bitirmeyi başardı. Hemen hemen tüm rakipleri yenerek düşmeme yolunda önemli bir galibiyet sayısı yakalamayı başaran Antalya Bşb. sezonun 2. bölümünde play-off mücadelesi dahi yapabilecek konumda bulunuyor. Eski oyuncumuz Muratcan Güler’in performansı ve ağabeyliği bu takım için çok önemli. Doğru oyuncular seçildiğinde ne kadar güzel bir kimyanın yakalandığının çok önemli bir örneği durumunda Ahmet Kandemir’in takımı.

Olin Edirne: Antalya Bşb. için söylediğimiz ligin sürpriz takımı ifadesini Edirne tensilcisi içinde kullanmak yanlış olmaz. Özellikle 2 Litvanyalısı Renaldas Seibutis ve Predrag Samardziski önderliğinde muhteşem maçlar çıkaran Olin Edirne ilk yarıda aldığı 8 galibiyetten ziyade oynadığı oyunla gelecek adına ümit verdi. Gökhan Taştimur’un takımları asla mücadele etmeyen takımlar olmaz. Bu ezelden bu yana böyledir. Olin Edirne oyuncu seçimlerinde yakaladığı başarıyla da takdir edilebilir. Türk oyuncular Can Akın, Reha Öz, Erdal Bibo, Tufan Ersöz takımın başarısında önemli yer tutmaktalar. Bunun yanında iç saha maçlarında taraftarın takımı sahiplenmesi ve gerçek bir deplasman atmosferi yaratması Olin Edirne’ye çok önemli galibiyetler kazandırdı ve bu gidişle de kazandıracak görünüyor. Seyircinin bu performansına takımında saha içinde katılması sonucu iç sahada oynadıkları 8 karşılaşmadan sadece 2’sini( Beşiktaş ve Efes Pilsen) kaybettiler. Aldıkları galibiyet sayısının 8 olduğunu düşünürsek bu güzel bir istatistik. 2.yarı Olin Edirne’nin play-off uğraşında olacağının göstergesidir.

Türk Telekom: Yıllardır müthiş paralar harcayıp sezon sonunda hiçbir şey kazanamayan bir takım kim desek herhalde bu takımın Türk Telekom’dan başkası olmadığını tahmin etmek sizin için zor olmaz. Sezona Faruk Akagün ile başlayan Telekom, sezon ortasında yaşanan tatsız olaylar yüzünden istifa eden koçunu değiştirerek devam etti. Tabii bu arada sürekli gidip gelen yabancı oyuncular ve oynanan kötü basketbol da işin cabası. Ancak koç Timuçin Meriç’in göreve gelmesinden sonra düzene giren Telekom arka arkaya aldığı galibiyetler(deplasmanda ki Efes Pilsen galibiyeti özellikle) ile moral buldu. Tabii bu sürede yine oyuncu sirkülasyonu devam etti. 2.yarıda işlerin yolunda gideceğine dair büyük şüphelerim olsa da özellikle şut rütümlerini yakaldıkları maçlarda rakip takımların çok canlarını yakacaklardır. Ancak play-off için ben kendilerine pek şans vermiyorum. Gelenekleri dolayısıyla fazlasıyla dağınık oynadıklarını söylemek lazım. Bu da onları diğer rakiplerine (Trabzon, Olin Edirne, Antalya Bşb.) göre yarışta biraz daha geride bırakıyor.

MP Trabzonspor Basketbol: Trabzon takımını Dragan Sakota’dan öncesi Dragan Sakota’dan sonrası diye değerlendirmek lazım. Alaeddin Yakan bence baş antrenör olacak (en azından 1.ligde) kapasitede bir koç değil. Gençler düzeyinde müthiş bir koç olabilir ama iş yarışmacı takımları yönetmeye gelince herkesin kotarabileceği bir durum oluşmuyor. Takımın kurulması sürecinde özellikle Doğan Hakyemez yüzünden her türk oyuncuya bulaşmaları sezon başında türk oyuncu piyasasını allak bullak etmiş olmasına rağmen kötü yabancı tercihleri yapmış olmaları ne kadar oyuncudan anladıklarının bir göstergesi diye düşünüyorum. Sakota gelene kadar oynan oyun 2.lig seviyesindeydi. Doğru hücumu bırakın doğru savunma dahi yapamayan bir takımdan bu seviyelere kadar gelmeleri takdire şayan bir durum. Dragan Sakota benim gözümde çok değerli bir koçtur ve bu takıma 2.yarı itibariyle sınıf atlatacaktır. 2.yarıda ilk yarıya oranla daha derli toplu bir Trabzonspor seyredeceğimizi ve play-off sürecinde her zaman yer alacaklarını düşünüyorum.

Tofaş: Kapanıp tekrar açıldığından bu yana Tofaş her zaman geçlerle tecrübeli yabancıların kaynaştığı, aman düşmeyelim ya da olursa play-off tadından yenmez bu sezon dediği bir yapıdan oluşuyor. Bu yıl da diğer yıllar gibi yine bu mentaliteyle sezona başladılar ancak bu sefer lige 1-6 gibi kötü başlangıç yapmaları acaba bu sezon düşerler mi sorusunu akıllara getirdi. Ancak toparlanıp ilk yarıyı da 5-4’lük bir oranla 6 galibiyet 10 mağlubiyetle 11. Sırada bitirmeyi başardılar. Tofaş gibi takımların en önemli sorunsalı deplasman performanslarıdır. Deplasmanda alınacak her galibiyet onları ligde tutacaktır. Tofaş ilk yarıda hiç deplasman galibiyeti alamadı. Bu onlar için büyük sorun gibi görünüyor. İç sahada alınacak mağlubiyetler ki Trabzon, Galatasaray, Fenerbahçe gibi takımların Bursa’ya geldiğini düşünürsek 2.yarı deplasmanlar Tofaş için çok önemli.

Bornova Belediye: Geçen yıl alt ligden gelip play-off yapan Bornova Belediye bu yıl özellikle skorer yabancısı Josh Shipp’in yerini dolduramamanın sıkıntısını çok çekti. Ümit Sonkol, Murat Kaya gibi tecrübeli Türk yabancıları kadrosunda bulundurmasına rağmen Türk oyuncu katkısını en fazla hisseden ekiplerden. Özellikle son haftalarda 2 yabancısını -ki Tyler Smith uzun süreli olmayacak- kaybettikten sonra aldıkları seri mağlubiyetlerle bir anda düşme potasına gerilemeleri 2.yarı için öncelikleri düşmemek olacaktır. Yapacağı takviyeler ile İzmir basketbolunun bu yükselen değerini geçen yıl olduğu gibi play-off yarışında izlemek biz basketbol severleri mutlu edecektir. Ancak yaşadıkları mali problemler onların takviye yaparken acele etmemelerine neden oluyor. Bu durumda kaybedecekleri her maç onların için dezavantajlı bir durum yaratacaktır.

Aliağa Petkim: Ligin tecrübeli antrenörlerinden Halil Üner’in koçluğunu yaptığı Aliağa Petkim sezona Oyak Renault ve Beşiktaş galibiyetleriyle başlamasına karşın yaşamış olduğu savunma problemleriyle sadece 5 galibiyet alarak averajla ilk yarıyı 13.sırada bitirdi. Halil Üner, sezon ortasında Gerald Fitch ve Kaspars Kambala gibi ligimizi yakından tanıyan oyuncuları transfer ederek 2.yarı için önemli bir takım oluşturdu. Transfere doymayan Aliağa Petkim NBA patentli Jarvis Hayes ile de anlaşarak 2.yarıda ne kadar iddialı olduğunu herkese duyurdu. Özellikle iç saha maçlarında taraftarıyla beraber güzel oyunlar sergileyen Aliağa Petkim yeni yabancılarıyla rakip takımlar için sorun yaratacaktır. Ancak ligde kalmak hatta play-off yapmak istiyorlarsa savunmaya da dikkat etmeli sadece hücum ile maç kazanılamayacağını bilmeliler.

Erdemir: Geçen 2 yılın istikrarlı ekiplerinden biri olan Erdemir Ahmet Çakı yönetiminde bu yıl inanılmaz derece son top nasıl oynanamaz onu kanıtlıyor. En az 4 maçı böyle kaybeden kırmızı-beyazlı ekip ilk yarıyı sadece 4 galibiyetle 14.sırada kapattı. Özellikle oyun kurucu pozisyonunda yaşadıkları sıkıntılar onların belini bükse de 2.yarı için hala korkulan bir deplasman atmosferine sahipler. Ancak kendileri için deplasmanlarda alınacak her galibiyet ligde kalma adına umut olacaktır. İlk yarıda sadece 1 deplasman galibiyetlerinin olması onlar adına büyük sorun. Özellikle oyun kurucu pozisyonuna yapacakları bir takviye ile ligde kalacaklarına inanıyorum.

Mersin Bşb. : Kadrosunda Asım Pars, Nedim Yücel, Hakan Köseoğlu gibi ligimizde uzun yıllardır forma giyen türk oyuncuları bulunduran Mersin Bşb. ilk yarıda aldığı 3 galibiyet ile hayal kırıklığı yarattı. Ligde sadece Tofaş, Bornova Belediye ve Oyak Renault takımları yenebilen ve diğer oynadığı maçlar pek varlık gösteremeyen takım 2.yarıda Ercüment Sunter yönetiminde ligde kalmak için mücadele verecek. Özellikle kısa oyuncularında yeterli katkısı alamayan ve takım savunmasında yaşadığı problemler dikkat çeken ekip eğer bu sorunları çare bulamazsa ligden düşmesi kaçınılmaz olacaktır.

Oyak Renault: Bursa’nın bir diğer temsilci olan Oyak Renault Yücel Platin liderliğinde her yıl olduğu gibi bulduğu genç ve gelecek vadeden yabacılarla yola çıksa da sezon ortasında bu sezon ki tercihlerinin çok da doğru olmadığını anladı. Ligin ilk yarısını sadece 2 galibiyetle kapayan sarı-siyahlı ekip Türk oyuncularından istedikleri verimi nerdeyse hiç alamıyor. Mütevazı bütçesi ile her yıl düşmemeye oynayan Oyak bu yılın 2.yarısında eğer ilk yarıda yaptıkları hataları yaparsa ligden düşmesi kaçınılmaz olacaktır. Düşmemeye oynayan takımların içinde kadro itibari ile en zayıf durumda bulunan Oyak Renault’un tek avantajı ligi çok iyi bilen bir antrenöre sahip olmasıdır. Yücel Platin yıllardır imkânsızlıklar içinde müthiş başarılar yakalayan bir koç olarak bu durumdan nasıl çıkılırı çok iyi bilmekte ve çözüm yollarını aramaktadır. 2.yarı Oyak Renault için her maçın final havasında geçtiği bir dönem olacaktır.

31 Ekim 2010 Pazar

Ruh?!



3 tane sıradan amerikalı'ya yenildik bugün. veya bizimkileri fazlasıyla abartıyoruz biz. bence antrenörün çalışma biçimi hakkında konuşmanın anlamı yok. 2 yıldır burak hoca koç olarak takımın başında ve felsefesi belli. savunma 2 hatta 3. planda takımda. öncelikle hücumu düşünüyoruz. tartışılması gereken oyuncu seçimleri bence. bu takımı kuran kişi olarak burak hoca eleştirilmeli. a.j ve chatman dışındaki yabancılar, bekir yarangüme, cevher özer dışındaki türk oyuncular sistemine uyan oyuncular değil. o zman almayacaksın. veya aldıysanda işte bu durumlara düşmeyi kabulleneceksin. 3 sıradan oyuncuya yenilmeyi kabulleneceksin. sakatsa oyuncuların alma kadroya diyelimki eksik çıktık kaybettik. oynuyorsa oyuncun o zaman herşeyini verecek sahada.

geçen yıl her türlü olayı yaşadı takım ama hep bir ruhla sahadaydık. bu ruhuysa sağlayan haluk yıldırım'dı. bu yıl maalesef öyle bir oyuncumuz yok bizim. takımı bir arada tutacak bir kaptanımız yok. veya kenardan gelip kerem özkan gibi karakter koyacak oyuncumuz yok. karakter koymaları içinde önce giydikleri formanın değerini bilmeliler. karakter koymaları için önce beşiktaş nedir bilmeliler. bunu onlara anlatacak da bir oyuncun olmalı örnek olarak orda. bizde bu tür bir oyuncu yok. muratcan güler olsa dahi olurdu ona bile razıyım.